Empatinin Kökleri

‘’İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, sizde onlara öyle davranın.’’ Tanrı Sözü, insanın empati yeteneği için doğal bir kapasitesi olduğunu gösterir. Daha duyarlı olabilmek adına bu harika yeteneği gündelik hayatımızda nasıl etkin kılabiliriz.

Çünkü hayattaki başarılarımız genelde mantıksal zekâmız üzerinden ölçüldüğünden kendi ayaklarımız üzerinde durmanın, başarılı bir okul ve iş hayatının yaşamımızın en önemli gereği olduğu düşünülür. Oysa bizi biz yapan ve hayattaki başarılarımızın önemli bir yüzdesini oluşturan diğer yönümüz de duygusal zekâmızdır. Empati yeteneği yüksek bir insan, eninde sonunda toplumda kendine iyi bir yer edinir ve başarı kazanır.

Duygularımızı ustaca yönetme yeteneği olan empatinin eksikliği bir şekilde ilişkilerimizi etkiler. Karı koca ilişkileri, iş hayatı, çocuklarla olan ilişkilerimiz, toplum içindeki yerimiz ve diğer ilişkilerimiz üzerindeki sorunlar genelde empati eksikliğinden kaynaklanır.

Özellikle evliliklerde eşlerden ‘’Hiçbir duygusal bağımız yok’’ ifadesini sık sık duyduğumuz gibi, ergen çocuklarımızdan ‘’Ailem beni anlamıyor ya görmezden geliyorlar ya da öğüt vermeye çalışıyorlar’’ dediklerini duyarız. Empati aynı zamanda içten bir paylaşımın göstergesidir. Sevdiğimiz biri derin bir endişe duyduğunda onu teselli etmek, onunla beraber olmak, acısını bir nebze de olsa hafifletmek ve üzüntüsüne ortak olmak içten bir davranıştır.

Empatinin kökleri, ‘’Yürekten sevecenliği, iyiliği, alçak gönüllülüğü, sabrı ve yumuşak huyluluğu giyinin.’’ Sözlerini buyuran Tanrı’nın doğasına dayanır. İhtiyacımız olan bu ilişkisel kaliteye önem vermeli, sevgi dolu bu niteliği geliştirebilmeliyiz. Empatiyi iki şekilde yorumlayabiliriz. Kavramsal olarak hayata bakış açımız ve duygusal olarak yaratacağımız etki.

Bunun için duyularımızı ve becerilerimizi insanları anlamak için odakladığımızda karşımızdaki kişiye ona değer verdiğimizi gösteririz. Kişinin sadece söyledikleri değil ses tonu da bizlere doğru bilgiler verir. Vücut dilimiz, yüzümüzdeki heyecan, kaygı ve üzüntü sözlerimizin söylemediklerini söylerler.

Duygularımız yaşamlarımız için önemli bir kaynaktır. Duygularını kontrol etmesini bilen kişiler ilişkilerinde karşı tarafı tüketmeden, yıpratmadan mücadele ederler.

Empati; bağışlama, hoşgörü, şükretme, yardımseverlik, uzlaşmacı olma ve farkındalıkta görülür. Bu tip insanlar kucaklayıcıdır. Mizah anlayışları güçlü, özgüven sahibi, dürüst ve ilkelidirler. Başkalarının ihtiyaçlarını dikkate aldıkları gibi kendileriyle barışık olmaya, zorluklarla başa çıkmaya, değerlerine sahip çıkıp başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmeye, güçlü ve zayıf yönlerini kabul edip kendilerini geliştirmeye özen gösterirler.

Duygularımızın başkaları üzerinde bıraktığı etkileri fark etmek ve empati yeteneklerimizi geliştirmek duygusal sağlığımız için önemlidir. Karakterimiz inandığımız değerler aracılığıyla şekillenir. Kendimizi olması gerekenden daha üstün görmemeliyiz. Farklı yeteneklerimiz ve armağanlarımız olduğu için her zaman birbirimizin yardımına ihtiyacımız var.

‘’Yalnızca bizi sevenleri sever isek başkalarından ne farkımız olabilir.’’ Sözü bizlere empati olmadan gerçek bir ilişkiye sahip olmanın zorluğunu gösterir. Empati kişisel ve bilinçli olarak başkalarının sevinçlerine ve acılarına ortak olmaktır.

Kutsal Yazılar ‘’İnsanın dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur.’’ Sözleri ile empatinin gerçek doğası hakkında bizlere önemli bir ipucu vermektedir.